Öğretmenim, en kıymetli varlıklarımızı sizlere emanet ediyoruz.
Altının kıymetini sarrafı bilir.
Bizler ondan gözü kapalı çocuklarımızı, yarınlarımızı sizlere emanet ettik. 
Sizler çok değerlisiniz ama çocuklarımızda değerli.
Onlar sizin elinizden, sizin dilinizden, sizin gönlünüzden dökülen bilgilerinizden, sevginizden nasiplenecek, aydınlık yarınlarımızın teminatı olacaklar. 
Onlarla beraber size yarınlarımızı da emanet ettik.
Emanetlerimiz için size bir mektup yazmayı planlıyordum ama ABD nin 1809-1865 yıllarında yaşayan 16. Başkanı Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış olduğu mektup elime geçti.
Bu mektupta Abraham Lincoln:
“Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıklardan uzaklara yönelt onu.
Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını…
Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.
Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların ve yemyeşil yamaçlardaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebilsin.
Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret.
Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi, tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona.
Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.” diyor.
Emanetlerimizin emin ellerde olduğunun huzuru içerisinde bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum. 
Öğretmenler gününüzü canı gönülden kutluyorum.