Sanırım tarihler Temmuzun on dokuzunu gösteriyordu.
Çanakkale Lâpseki feribotu sefer sırasında içerisinde insanlar varken denizin ortasında yandı.
Hani anımsatayım hatırlatayım dedim.
O görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.                                                                                               Görüntülerden yangının büyük olduğu görülürken ölen ya da yaralananın olup olmadığı henüz açıklanmadı.
Lâpseki-Gelibolu seferini yapan feribotta bulunan saman yüklü kamyonda yangın çıktı. 
Alevlerin diğer araçlara da sıçraması üzerine büyüyen yangına Çanakkale Boğazı'ndaki feribotun personeli ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait römorkörler müdahale etti.

Neyse ki facia kıl payı belki de suda olduğundan hafif atlatıldı.
Biz biraz balık hafızalıyız. 
Çabuk unutanız.

Belki de bize öğretilen şu vecize nedeniyle kendimizi unutmak zorunda hissediyoruz.
‘’Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’’
İnsan hafızası unutmakla mükelleftir. 
Ama neyi  ve ne kadar.
Kuşkusuz bazı acıları unutmasak yaşanmaz hale gelir günlerimiz.
Zulümleri unutmasak, savaşları, depremleri, canilikleri, baskı dayatmaları unutmasak yaşam zorlaşır.
Ölümleri; anne, babamız, çocuğumuz, ağabeyimiz, kardeşimiz kısacası yakınlarımızın ölümlerini unutmasak yaşam alanlarımız daralır.                  
Hastalıklarımız artar.

Kuşkusuz ölümü unutmayacağız.
‘’Her nefis ölümü tadacaktır’’.
Ölümü unutmayacağız.
Ancak daha aradan birkaç ay geçmeyen Konya’daki çöken yurduda unutmayacaktık.
Yurtlara, toplu yaşam merkezlerine karşı daha tedbirli olacaktık.
Çocukların kaldığı mekânlara karşı günün 24 saati nöbette olacaktık.
Askerliğimizi yaparken arkadaşlarımız sabaha kadar sırayla bizi beklemiyor muydu?
Konya’daki yurt faciasından sonra Adana’da yaşadığımız facia daha da acıyla bitti.
Hz Ömer olsaydı.
Şimdi fırıl fırıl çalışan feribotları iyi kontrol edip yangın tüplerini söndürme aletlerini bir güzel düzenli bir bakıma ve kontrole tabi tutmalıyız.
Otobüsler, trenler, uçaklar iyi bir yangın kontrolüne tabi tutulmalı.
Yurtlara gelince çocuklar kameralarla gece gündüz kontrol edilmeli.
Gerekirse veliler cep telefonlarından çocuklarını izlemeli.
Ve bu tür iç yakıcı aileleri kahredici vehim olayları en az seviyeye indirici tedbirleri süratle yetkililer almalı.
Balık hafızalarımızı güçlendirmeliyiz.
Farkında değiliz yapılan karayollarıyla kaza oranları çok düştü.
Karayollarında emniyet müdürlükleri insansız denetlemeler yapmak istiyor.
Memurlarını daha başka gerekli yerlerde istihdam etmek istiyor.
Orduda ve diğer şehirlerde yapılan elektronik denetleme sistemine karşı çıkanlar en büyük terörist sınıfına sokulmalıdır. 
Olası kazalar hele ölümlü kazaların müsebbibi kendileridir buradan yazıyorum.
Orduda meydana gelecek ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaların tek sorumlusu 
Bu denetlemelere karşı çıkan televizyon ekranlarında denetimin kaldırılmasını isteyen şahıslardır. 
Her kim olursa olsunlar. Bakanmış milletvekiliymiş önemi yok. 
Önemli olan trafik kazası yaşanmaya şehirdir.

Kaldı ki Cumhurbaşkanımız kesilen ceza için itiraz eden vatandaşa hız limitini aşma demiştir.
Kendisini hiçte tanımadığım Ordu büyükşehir belediye başkanına da aslında farkında olmadan gösterdiği tedbirleri nedeniyle kamuoyu adına teşekkürlerimi paylaşıyorum. 
Adana’da hayatını yitiren çocuklara Allahtan rahmet kalanlara sabır dilemekten başka dileğimiz yok.