Değerli okurlarım,Türkiye gündemi dur durak bilmiyor.İç siyasette ve dış politikalarda hareketlilik devam etmekte.Bizler de bu gelişmelerin kritiğini ve analizini yaptığımızda 2018 yılının ilk MGK(Milli Güvenlik Konseyi) toplantısı Cumhurbaşkanlığı külliyesi beştepede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan 4.5 saatlik bir toplantı gerçekleştirildi.MGK'da iç ve dış gelişmeler hakkında görüşmeler masaya yatırıldı.Ayrıca herkesin merakla beklediği OHAL'in ne olacağı konusu ile alakalı olarakta uzatılması tavsiyesi çıktı.Bunun yanında Afrin konusundaki kararlılıkta önemle vurgulandı. 


Milli Güvenlik Kurul  manifestosunda:"Türkiye'nin sınırının yanı başında terör örgütlerince oluşturulacak koridorun ve bir terörist ordusunun kurulmasına seyirci kalınmayarak izin verilmeyeceği,bu hassas konuda gereken her türlü askeri tedbirin alınacağı belirtilmiş.

Ayrıca ABD'ye yönelik yapılan çağrıda:

"Terör örgütlerinin ülkemize yönelik açık tehdidi söz konusu iken NATO çatısı altında ve ikili ilişkilerimizde müttefikimiz olan bir devletin, güvenliğimizi dikkate almadan teröristleri ortak ilan edip silahlandırması üzüntüyle karşılanmıştır. Suriye'de DEAŞ ile fiili mücadelenin büyük ölçüde tamamlanmış olması sebebiyle PKK/PYD-YPG terör örgütüne verilen silah, araç ve gereçlerin gecikmesizin toplanması gerektiği kuvvetle vurgulanmıştır.  Ayrıca 15 temmuz darbe kalkışmasından sonra ülkemizde OHAL'in uygulanması bazı çevreler ve dış ülkelerce ne hikmetse yadırganmakta ve eleştiri konusu taşımakta.Zira kendi menfaatlerine yönelik bir durum söz konusu olsaydı övgüler yağdırırlardılar.Lakin bazı güruhların işine gelmediği alenen ortada zaten MGK toplantsında da süresi 19 Ocak 2018 son bulacak OHAL bakanlar kurulu kararı ile 3 ay daha uzatıldı.Darbe girişiminden sonraki,6 kez OHAL'in uygulanmasına yönelik bu karar gereklilik arz ettiği için uygulanmakta.Ülkemizin malum başında akbabalar sürü ile  leş peşinde dolaşırken ne hikmetse içimizdeki kendilerini vatansever görenleri bayağı rahatsız etmekte.Bir konudan rahatsız olmak için her şeyden önce demokratik haklarının,kişisel yaşantısının ve özgürlüğünün kısıtlanması gerekseydi bu konuda haklı oldukları söylenilebilirdi.Lakin OHAL'in uzatılması Fetö terör örgütüne veya diğer terör örgütleriyle bağlantısı ve iltisakları olmayan hiç kimseyi bağlamaz.OHAL'den önceki yaşam halen suçlu olmayanlar için aynen devam etmekte.Geçikmesinde sakınca olan haller ve her çıkarılacak kararın daha ivedi olması açısından KHK uygulanmakta,toplumda dolaşıyoruz insanlarla hasbıhal ederken insanlara öyle bir algı yaratmışlarki,ticaretin durgunluğundan tutunda her şeyin arkasında OHAL'in olumsuz yansımasının olduğuna inanmaktalar.Vatandaşa bu algıyı enjekte etmekteler.Eleştirel açıklamalar yapan güruhlar utanmazlarsa müptezel bir şekilde yağmayan Kar'ında OHAL ile ilişkilendirecekler.Bazen öyle basiretsiz ve pervazsızca söylemlerde bulunuyorlar ki,pes doğrusu dememek elde değil.Hükümetimiz ve devletimiz OHAL kararı alıyorlarsa bir nedeni var ki,alıyorlar.Mesnetsiz hiçbir şeyin devamlılığının söz konusu olmayacağının bilinmesi gerekir.Ülkemizin iç dinamiklerini zaafa uğratmaya çalışarak algı yaratmaya çalışanlar Fetö ve diğer terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyorlar.Bizim ülkemizin insanları her şeyin üstesinden geldiği gibi başımıza musallat olan iç ve dış terör konusunda da başarılı bir mücadele vereceğinden hiçbir şüphem olmadığını görüyorum.Artık iç ve dış düşmanlarımız gelişen Türkiye'nin üzerinden o pespaye ve kirli ellerini çekmelidir.Yoksa o eller Türk Mehmetçiği ve Polis'ince kırılır.