Değerli okurlarım, Afrin operasyonunu sulandırmaya çalışan güruhların açıklamalarını gördükçe sinir katsayımızın yükselmediğini söylememiz kendimize haksızlık sayılır. Bugün yine muhalefet kanadından hükümete yönelik fütursuzca söylemlerin siyasi ve insani bir tavır olmadığını belirtmek istiyorum. Türkiye batağın eşiğinde sınırının namusu için mehmetçiği ile yek vücut, can siparane terör örgütlerine yönelik mücadele ederken,bazı iç politikadaki çatlak seslerin çıkması millet olarak hepimizi yaralamakta.Bir birey olarak siyasi düşünceniz ne olursa olsun bugün yaşamış olduğumuz konjonktür karşısında iktidara yönelik sokak jargonuyla söylenen sözlerin ülkemizin ciddiyetiniz dış güçler karşısında sekteye uğrattığını anlayamayacak kadar duyarsız olunmasını doğrusu yadırgamak lazım.Bu bağlamda ABD generalinin pespaye davranışları da ülkemize yönelik hain emellerin ne kadar alenen yeraldığını ifade etmektedir.Türkiye Devleti olarak Mengüç'ten çıkmasını talep ettiğimiz sözde müttefiğimiz ABD sanki bizim aklımızla alay edercesine, YPG terör örgütleriyle müngiç'te boy boy sarmaş dolaş pozlar vererek teröristleri bizlere karşı provoke ederek,kahraman olduklarını dahi söyleyebilecek kadar Türk düşmanı olan ABD ile Türkiye'nin müttefikliği ne kadar samimi olabilir? Gözümüzün içine baka baka bizlere kalleşlik yapan bu müptezellerle devletimiz mücadele ederken,yalnızlaştırılmak akla hayale aykırı davranışlardır.Bu bağlamda Rusya Dışişleri Bakanlığı ABD liderliğindeki koalisyonun Süriye'de hükümet saflarında savaşan güçleri vurmasına ilişkin ABD'nin son eylemleri,Suriye'deki gayelerinin DEAŞ terör örgütü ile savaşmak değil.Suriye'nin ekonomik varlıklarını ele geçirmek olduğunu gösteriyor.Ayrıca bir kaç gündür Türk jetlerinin Afrin'i vurmaması dikkatleri çekerken.Rusya tarafından hava sahasının bir süreliğine kapatıldığını gerekçe ise Rus askeri uçağının birkaç gün önce düşürülmesi ile alakalı uçuşların Ruslarca yasaklandığı bu durum ne kadar acı iki süper devlet biri 12000 km ABD den gelerek,Suriye topraklarındaki örgütleri silahlandırıyor.Eğitiyor ve tehlikeli gördükleri veya çıkarlarına ters düşen devletlere yönelik kullanıyorlar.Bir taraftan Rusya yüzyıllardır hayal ettikleri gibi akdenize ve sıcak denizlere inme gibi emellerine ulaşmış durumdalar.Hem Türkiye'nin hemde İran'ın yanında olduğunu Rusya'nın SÖÇİ zirvesinde beyan etmekte.İkinci zirvenin de aynı ülkeler ile ilerleyen günlerde İstanbulda toplanılması düşünülmekte.Rusya şu anda Esad rejiminin hamiliğini yapmakta.İşin garibi bu iki emperyalist güç ne hikmetse birbirine direkt tehdit etmeselerde ellerinde maşalar kullanmakta.Bu canilerin amaçlarını anlamamak ahmaklıktır. Bu zorlu sınavımızda her şeyin üstünde vatanımızın bölünmez bütünlüğüne yönelik olabilecek tehlikelere karşı hamasetli ve tek yürek,tek bilek olmamız gerekliliğine inanıyorum. Bir süreliğine herkes siyasi düşüncesini bir tarafa bıraksın.Askerlerimizin ve vatanımızın üzerinden hiç kimsenin oy devşirmeye çalışması aklı selim bir iş değil.Mevzu vatan ise, gerisi teferruatır söylemine bağlı kalınması gerekir. Her kesin itidalli yaklaşım içerisinde olması gerekir. Allah muhafaza bu gemi su alırsa sığınacağımız hiç bir limanımız yok.Aklımızı başımıza almak ve feraset sahibi olmak gerekir.Geçmişin hatalarını temcit pilavı gibi ısıtıp,ısıtıp önümüze koymanın hiç kimseye faydası yok.Yarınından endişeli yaşayan bir Türkiye istemiyoruz.Eski Genelkurmay başkanımızında manidar açıklamasına katılmamak elde değil.Afrin Operasyonu'nu eleştirmenin ve siyasi gerginlik yaratmanın ne vakti,nede zamanıdır.Şuanda herşeyi askıya almak gerek.Önce vatanın beka sorununu çözümleye bilmek akabinde siyasi mekanizmanın gündeme gelmesi gerekir.Vatandaş artık her gün bu kısır çekişmeleri dinlemekten sürmenaj oldu. Sanki başka başka devletlerin insanı gibi birbirimize hasmane tavırlar takınmak ve ağır hitamlarda bulunmak asla yakışmıyor. Seversiniz ,sevmezsiniz bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün makamında oturan şahsiyete hakaret edilmesini bir Türk vatandaşı olarak yadırgıyorum ve essefle kınıyorum. Bu makamın ağırlığına saygı gösterilmesi her Türk vatandaşının asli görevidir."Size kula kulluk edin diyen kimse yok" Zira bu vatan topraklarında hep birlikte yaşıyorsak bazı mukaddesat gibi bizi temsil eden makama da saygı gösterilmesi lazım. Bu makamlara baş kaldıranların Türklüğünü ve insanlığını sorgulamak gerekir. Bu ülkenin içinde bulunduğu bazı olumsuzluklar hakkında yapıcı faaliyetler yapılması gerekirken,bölücülere ve küresel güçlere prim vermenin affedilir bir yanı yoktur.