Değerli okurlarım, görsel medyanın ballandıra ballandıra konu ettiği İstanbul Fatih ilçesinde geçtiğimiz aralık ayı içerisinde sabahın erken saatlerinde iş yerinin 5 kişi tarafından levye ile kapısının kırılarak içeriye girildiğini,içeride bulunan 2 milyon TL para ve yakşalık olarak 1 kğ altın bulunan kasanın sürüklenerek dışarıya çıkarıldığı,kendilerini dışarıda bekleyen bir araca koyarak olay yerinden uzaklaşarak sırra kadem bastıklarını alarımların çalınmasından sonra olay yerine bölge polis ekibi ve olay yeri inceleme ekipleri intikal etmiş olup,olay yeri inceleme ekipleri parmak izi ve delil tespiti çalışmasına başlamış polis memuru olan bir şahsın döviz bürosunda yaptığı inceleme sırasında çekmece içerisinde bulunan 5 bin dolar ve 5 bin TL'yi kimseye farkettirmeden aldığının görüntüleri daha sonra kamera kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıktığını,bu hırsızlık olayının tekrar polise bildirilmesi üzerine malum şüpheli polis memuru gözaltın alınmış.Parayı işyerinden aldığını itiraf etmiş"Borcum vardı,pişmanım diyerek" aldığı paraları iade ettiği,bu bağlamda işyeri sahibininde şikayetinden vazgeçtiği hadise ile ilgili olarak savcılıkca yürütülen soruşturmanın devam ettiği ve şüpheli memur hakkında 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlanılmış olup, şüpheli tarafından paranın tamamının teslim edilmesi yönündeki hareketine istinaden savcılığın etkin pişmanlık hükümlerini uygulanmasını talep ettiğini şeklinde ki düşüncenin uygun olmadığına inanıyorum.
Yaklaşık olarak emeklisi ile birlikte 350 binin üzerindeki Emniyet teşkilatı mensupları her daim onur ve şerefiyle ülkesine hizmet aşkı ile görev yaparken malum üzülerek ifade etmek isterim.Bazı müptezel zihniyette kendilerine polis memuru bile demekten imtina ettiğim görevine ihanet eden onursuzların çıktığına zaman zaman şahit oluyoruz. Bu çürük elmalar illaki her dönemde olmaktadır.Ne kadar ayıklarsanızsa ayıklayın zihniyeti bozuksa yapılacak en güzel şey şerefli bir o kadar da ulvi olan bu teşkilat içerisinde kim olursa olsun bir saniye bile tutmamak gerekir.Zira şerefiyle ve haysiyetiyle hırsızına,arsızına ,teröristine göğsünü geren yeri geldiğinde canını seve seve veren polislerimizle bu şahsiyetsizi aynı kefeye koymak tüm teşkilatı zan altında bırakmak aymazlıktır.Bu gibi habis ruhluların hasbel kader mesleğe liyakatlı olmadıkları halde bir şekilde  görev alarak şerefli teşkilatını vatandaşın gözünde küçültmesi gibi bir suçun asla af edilmemesi gerekliliğine inanıyorum.Oh ne ala "borcum vardı,pişmanım" diyerek sıyrılması asla kabul görmemeli,bugün öyle polisler biliyorum ki, borç içerisinde kıvradıkları halde lakin onursuzluk yapmamaktalar.Devletin yanlış politikası neticesinde kendilerine yeterli derecede maaş vermese dahi şükür etmekte ve görevlerinde gayri meşru yollara tenezzül etmemekteler.Bu hatayı yapan polis memurunun yapmış olduğu suçun etkin pişmanlıktan faydalanmamasını ayrıca polislikten men edilmesini,diğer meslekdaşlarındanda özür dilemesi gerekir. Şayet iş yeri sahibi veya bir başkası geriye dönük kamerayı izlemeseydi.Bu pespaye polisin çalmış olduğu paralar yanına kar mı kalacaktı?Emniyet teşkilatını yüz karası olan bu ve buna benzer görevini suistimal ederek,gayri meşru işler ile hangi polis iltisaklı ise kamunun vicdanını rahatlatmak için gözlerinin yaşına bakmamak gerekir. Vatandaşın daima güven duyduğu ve duymaya da devam edeceği vatanını,milletini hiçbir çıkar ve menfaat gözetmemeksizin koruyan ve kollayan polislerimizin bu pespayelerden ayırmak gerekir. Adaletin yargısına güveniyorum.Şerefli ve onurlu polislerimize de sayın Cumhurbaşkanımızın sahip çıkarak 3600 ek gösterge müjdesini vereceğine inanıyorum.