Sayın Erdoğan 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanacağınıza kesinlikle inanıyorum. 
Yeni dönemin ülkemize, dünyamıza barış, adalet, eşitlik, kardeşlik getirmesini ve bunun da bir milat olarak her daim hatırlanması en büyük arzum…
***
    Değerli başkanım; olmaz olasıca AB üyeliği talebimiz, elli yılı aşkın bir zamandır hayatımın içinde…
Bu uzun süre içinde istedikleri her şeyi bize yaptırdılar. 
Biz de maden bulmuşuz gibi balıklama atladık. 
Namus anlayışımızı değiştirdiler. 
Ahlaksız bir toplum olmamız için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. 
Belli ölçüde de başarılı oldular. 
İstanbul Sözleşmesi denen ibretlik belge ile aile birliğini ortadan kaldıran, eş cinselliği teşvik eden ve hatta savunan korkunç bir yapının oluşmasını yasal güvence altına aldırdılar. 
Baba on üç, on beş yaşındaki kızının tanımadığı erkeklerle dolaşmasına izin vermediği için evden uzaklaştırma cezası ile cezalandırılıyor. 
Korkunç bir şey... 
Namusumuza sahip çıkamıyoruz. 
Çıktığımız anda devletin müdahalesi ile karşı karşıya kalıyoruz. 
Aile birliğimiz, gelenek ve göreneklerimiz, namus anlayışımız, ahlaki değerlerimiz bu iğreç sözleşme ile bitiriliyor. 
Çok mücadele ettik. 
Çok yazılar yazdık. 
Sonuçta sayın Erdoğan’da doğruyu gördü. 
Erdoğan’ın güçlü liderlik iradesi ile şükürler olsun bu utanç belgesinden kurtulduk.
***
    Değerli okurlarım; neden bunları yazdım. 
Lütfen dikkat edin. 
Bu alçaklar bize uygun olmayan, ülkemizin bölünmesine, parçalanmasına, ayrışmasına zemin hazırlayan bir demokrasi anlayışını bize kabul ettirdiler. 
Başta kendi ülkelerinde ve dünyanın hiç bir ülkesinde olmayan bir çok anlayışı bize demokrasi ve ifade özgürlüğü anlayışı diye enjekte ettiler. 
Anayasamızı ve yasalarımızı da bu doğrultuda dizayn ettiler. 
Örneklendirmek gerekrse örneklendirelim. 
"Ben bu devletin düşmanıyım, bu devleti yıkmak benim meşru hakkımdır" diyen birilerine, ifade özgürlüğü nedeni ile devlet ve yasalarımız hiç bir şey yapamıyor. 
Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir ifade kullanamazsın... 
Devletimizin şanlı ordusuna faşist ve işgalcı demek suç değil… 
İfade özgürlüğüdür. 
Bu ülkede özerklik ilan edeceğiz demek suç değil… 
İfade özgürlüğüdür. 
Vatanımızın bütünlüğüne kast eden bu demokrasi ve ifade özgürlüğü anlayışının da İstanbul Sözleşmesinde olduğu gibi Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesi ile çöpe atılarak bu iğrenç anlayıştan kurtulmak zorundayız. 
Kendi kültürümüze uygun bir demokrasi anlayışı imal etmek mecburiyetindeyiz. 
Demokrasi, ifade özgürlüğü gibi anlayışların, önce vatan anlayışı ile bütünleştirilerek, Anayasa ve yasalarımızı da bu doğrultuda yeniden yapılandırmalıyız.
    Bu konu seçimden hemen sonra gündemin birinci maddesi olmalıdır. 
Ülkemiz için hayati bir meseledir. 
Aksi taktirde vatan hainlerinden kurtulabilme şansına ulaşamayız. 
Vatana ihanet yasası mutlaka çıkarılmalı…
Avrupa Birliği’nin dayatmaları ile yasal güveceye almış olduğumuz her şey yeniden gözden geçirilmelidir. 
Bin yıl boyunca cihana hükmeden bir devlet geleneğimizi elimizin tersiyle itip, Avrupa’nın kurduğu tuzaklara teslim olan bir esir pozisyonundayız. 
Bize uygun olmayan anlayışları yasal güvenceler çerçevesinde, demokrasinin gereği diye toplumumuza zorla kabul ettirmek bir işgal anlayışının sonucudur.
    Avrupa Birliği üyeliği eksik olsun... 
Biz böyle bir birliğe muhtaç değiliz. 
Onlar bize muhtaç… 
***
Değerli devlet başkanımızın yirmi yıllık performansı ve dünya liderliği bizi her anlamda bağımsız bir yapıya kavuşturmuştur. 
Tüm dünya devletlerinin kapıları bize açıktır. 
Her şeyimiz var. 
Madenlerimize ulaşabiliyoruz. 
Petrol ve Doğalgaz gibi yer altı kaynaklarımız denetimimiz altındadır. 
Askeri olarak kimseye ihtiyacımız olmadan ülkemizi en iyi bir şekilde koruyabilme yeteneğine sahibiz. 
Kimse bizi tehdit edemez. 
Kıssacası ülkemizi biz yönetiyoruz. 
***
    Bu mektupları göndermeye devam edeceğim. 
Ta ki sonuç alıncaya kadar… 
İlgililer mektuplarımı Cumhurbaşkanıma ulaştırmada ihmal ediyorlarsa yanlış yapıyorlar. 
İlgili zevatın dışında da ulaşırım. 
İhmallerini tesbit ettiğimde bunun bedelini Cumhurbaşkanıma ödemek zorunda kalırlar. 
Umarım herkes görevini düzgünce yapar. 
Böyle bir olumsuzluğa meydan verilmez. 

Saygılarımla…

İDRİS ORTAKAYA