Değerli okurlarım, ülkemize yönelik iç ve dış tehditler yani provokasyonları görmezden gelmek aymazlıktır. Bu gaflet uykusundan uyanmanın zamanı geldi,geçiyor bile,içimizdeki çekişmeleri bir tarafa bırakmamız gerekir. Ülkemizde 1978 yılında kanlı Maraş Olayları olarak tarihe geçen ve 111 alevi vatandaşımızın evlerinin kundaklanarak veya farklı bir şekilde, hayatlarına son veren görünmez el dediğimiz; adına ne dersenizse değin, derin güç değin, küresel güç değin hepsi aynı emperyal güçlere hizmet eden piyonluk yapan güruhlardır. Onlarca insanımızın ve kardeşlerimizin ölümüne yani öldürülmelerine kayıtsız kalmak duygusuzluğun ve insanlığın bittiğinin yegane sebebidir. Zira bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesiyle, hayatınıza yön verirsenizse emin olun ki, kısa zamanda o görmezden geldiğiniz ve umursamadığınız yılan sizin katiliniz olacaktır. Son pişmanlığın fayda vermeyeceğini bu gibi durumların hezimetini yaşamamak adına aklımızı başımıza devşirmeliyiz. Canilikten kazanan sizce kimdir? Dersem yüzde doksan dokuzunuz olur mu öyle şey cana hiç kıyılır mı hele bu sizinle aynı bayrak,aynı vatan içerisinde vergisini veren,askerliğini yapan.Vatan savunmasında gözünü hiç bir şeyden sakındırmayan, Aynı kültür mozayiğiyle yoğrulan, aynı duygu ve hisleri taşıyan bir mezhebin mensubu olduğunu bildiğimiz ALEVİ kardeşlerimizden bahsediyorum. Yine kabuklaşan yaramızı kaşımaya çalışan şer güçler ve onların uzantıları Malatya ilimizde Alevi kardeşlerimizin yaşamış oldukları mahallelerde kapılarına çarpı işareti koyarak,oradaki vatandaşlarımızın huzurunu kaçırarak, provokasyona yönelik eylemin hazırlıklarını yapmaya kalkışma gibi durumla burnumuza pis kokuların geldiğini hissediyoruz.Malatyada yapılan provokasyon hazırlıkları,diğer zamanlarda Türkiye'nin 81 vilayetinin diğer kesiminde bu istenmeyen hain emellerin beslemiş oldukları içimizdeki, iş birlikçilerle arbede çıkarmak için hazırlanan oyunun halkası olmaması adına; ülkemiz genelinde bu provakörlerin provokasyonuna alet olmamamız gerekir. Tarihsel olarak baktığımızda 1993 yılında aynı hain emellerin hazırladığı tezgahla Sivas Madımak Otel'inde onlarca Alevi aydın, yazar ve vatandaşımızın vahşice insanlığın hiçbir mezhebinde, dinin de imanın da asla ve kata kabul edilmesi mümkün olmayan insanımızın gözler önünde yanmasına kayıtsız kalmak insani bir davranış olamaz. Zaten ben bunlara insan demeye de dilim varmaz. Ne demiş yunus Emre: " Yaratılanı sev yaradandan ötürü." Bizim için insan olması gerektiğine inanlardanım. Biz kimiz ki Allah'ın yarattığı, ister Alevi, ister Ermeni, ister ne dersenizse adına değin nihayetinde hepimiz yaradanın kullarıyız. Hiçbirimizin bir birimizden üstünlüğü yok üstünlük takvadadır. Dinimizde cenab-ı hak ayetinde ne diyor." Haksız yere bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmüştür."  Hele bu insanlar bizim kardeşimiz ise bunlara yönelik saldırı ve hasmane tutumlar yanlıştır. Alevi vatandaşlarımıza yönelik porovakasyonel eylemlerin her hangi bir siyasi partinin sembol ve işaretlerini Alevi vatandaşlarımızın kapılarını  yaftalamak aymazlıktıktır, pespayeliktir. Sırf Milliyetçi düşünen bir partiyi ırkçılıkla ve kafatascılıkla suçlamaya kalkan küresel güçlerin piyonlarının gayeleri, Sunni, Alevi çatışmasına getirerek, Türkiye'de kardeş kavgasına yönelik provakatörlerin başlatmış oldukları provokasyonel hareketlerdir. Alevi kardeşim şunu aklından asla çıkarmasın ki, ülkesini canı pahasına seven milliyetçi,vatansever bir parti kesinlikle kendi vatandaşını boğazlayacak kadar cani değildir. Bilakis herhal ve şartlarda vatanı ve vatandaşının birlik ve beraberliği uğrunda tereddüt etmeksizin canını ortaya koyabilecek düşüncedeler. Aramızda arbede çıkarmaya çalışan küresel güçlerin maşası olan içimizdeki, satılmışlarla mücadele etmek için hepimizin asla istemediği bu görüntülerin bertarafı için, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasasının, kanunlarının vatandaşlarına yaşamı için aynı doğrultuda eşitlik ilkesine haiz olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Devletimizi ve milletimizi  sokaklara dökmeye aramızda arbede ve kaosa yönelik çatışma çıkmasını isteyen bu şer güçlerin maniple etmeye çalıştıkları durumların etkisinde kalmadan ALEVİ, SUNNİ, ŞAFİ,HANBELİ 'nin birbirinden zerre miskal kadar farklarının olmadığını hepimiz istişare etmeliyiz. Bu sağ duygu çerçevesinde, ülkemize yönelik dışarıdan ve içeriden gelebilecek tehditlere göğsümüzü hep birlikte, siper ederek,bu kısır çekişme olan ve çağımızdaki, önemini kaybeden Alevilik, Sunnilik mezhepsel bölücülük yapmak isteyen provakatörlere geçit vermeyelim.Birbirimize olan saygımızı ve sevgimizi bir kat daha katmerleştirmek adına kalın sağlıcakla...