Değerli okurlarım, Afrin Operasyonu ile yatıyoruz.Afrin Operasyonu ile kalkıyoruz.Ülkemizin gündemini derinden ilgilendiren ve ülke sınır güvenliğimiz adına meşru haklarımızı terör örgütlerine yönelik olarak kullanmak adına mehmetçiklerimizin hiçbir yılgınlığa yer vermeden aynı günkü gibi heyecan ve şevk ile hain emellerin oyununu başlarına yıkmak için mücadele verdikleri Afrin" Zeytin Dalı Harekatı"'nın neredeyse 25.günü itibariyle Afrin'e sadece bir kaç kilometre kala hassasiyet ile yaklaşarak düşman mevzilerini başlarına İHA'larımız ve dronlarımız sayesinde mehmetçiğimiz hainleri layık oldukları yere gömmekteler.Bu operasyon karşısında ABD emperyali açık ve seçik olarak bu yıl YPG/PKK terör örgütlerine 550 milyon dolarlık yardımda bulunacaklarını ifade etmeleri ne kadar manidar.Gözümüzün içine baka, baka sözde müttefik olduklarını vurgulayan bu pespayeler terör örgütlerini hayasızca ve haince desteklemekten geri adım atmamaktalar. Temel gayeleri Afrin ve Mengüç'te bu hain teröristlerden oluşan bölgede kendilerinin güdümünde askeri üssü oluşturmak için bu hainlere hamilik ve finansörlük yaptıklarını alenen ortaya koymaktan çekinmiyorlar.Bu kadar müptezel olan ABD ve yandaş emperyalistlere karşı devletimiz ve milletimiz hamaset dolu kararlığıyla haklı olduğu davadan bir adım dahi geri atmayarak.Tabiri caizse "pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" misali ABD ve Terörist sevicilere hodri meydan diyerek sert tavırda bulunması ve bunun yanında dünya'nın dört bir yanında ve ülkemizdeki vatandaşlarımızın birlik ve beraberlik mesajı ordumuzun moral ve motivasyonunu ziyadesiyle yükseltmiştir.Bu bağlamda birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu kritik zamanda içimizdeki aymaz ve ahmaklarında olduğunu belirtmekte yarar vardır. Zira bu düşünce sahiplerinin geçmişlerini irdelediğinizde belki şu an isimleri Türk ve müslüman ismini taşısa da kalbindeki hainliğin ve satılmışlığın sebebini analiz etmek oldukça zordur. Haini zorla vatansever yapmanın bir mantalitesinin olmadığına inanıyorum. Bu hainler hakkında devletimizin yargısı harekata geçmesi artık gerekli ve bir o kadar da elzemdir. Nasıl ki,Kurtuluş savaşı dönemindeki içimizdeki hainler vardıysa bugün aynı tiyatroyu tekrar izlemekteyiz.Tarih tekerrürden ibarettir. O zaman nasıl kararlılıkla İstiklal mahkemelerinde gereği yapıldıysa bugünde devletimizin bekasına zarar vermek isteyen hain işbirlikçilerin cezasını vermek şart olmuştur. ABD Milli Savunma Bakanı Mattis,Avrupa seyahati sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada: DEAŞ'la mücadelenim Suriye'de devam ettiğini,PYD/PKK'nıneki bazı  öncülüğünde yaptığı SDG içersindeki Kürtlerin Afrin'deki operasyonlar sebebiyle dikkatlerinin dağıldığını ve Afrine kaydığını Türkiye'nin sınırları içerisinde "sialahlı ayaklanmanın devam ettiği tek ülke olduğunu belirterek "Türkiye'nin Suriye sınırlarına dair meşru güvenlik kaygılarının olduğunu ve zerre kadar inkar etmediklerini de vurgulayarak Pentagon'un daha önce SDG unsurlarının kuvvet kaydırdığını dile getirdiğini,lakin resmi bir ağızdan Afrin'e birliklerin kaydırıldığını belirtmemişti diyerek tutarsız davranışlar sergilemekteler.Türkiye olarak yapmış olduğumuz açıklamada Afrin'e ramak kala sivil halkı kalkan olarak kullanan ve şehir merkezine mehmetçiğin girmesini engelemeye çalışan terör örgütleri hain tuzaklamalar ve saldırılarla ordumuzu olumsuzluğa itmeye çalışsalar dahi profesyonel ordumuzun askeri stratejik hareketi ve başlarındaki vakurlu ordu komurtanlarımızın plan ve koordinasyonlarını başarılı bir şekilde uygulaması neticesinde bu hainlere karşı yavaş yavaş ilerlesekte nihayetinde
kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşmekteler.Ayrıca devletimizin alenen belirtiği gibi ABD'li askerlerin bir an önce bu terör örgütleriyle aynı cephede bulunmaktan el çekmelerini vermiş oldukları silahları toplamaları gerektiğini, aksi taktirde hiçbir hedef gözetmeksizin aynı teröristlere uygulanan saldırının onları da kapsamasının kaçınılmaz olduğunu,teröristle aynı güzergahta hareket edenlerin ne meşruluğu,nede haklılığını tartışabilirsiniz.Bu durum karşısında Birleşik Milletlerin ve AB devletlerininde ABD'nin alenen terör örgütleriyle aynı mevzide koyun postuna girmiş kurt misali Türkiye'yi hedef alması karşısında gereken cevabı vermelerini beklemekteyiz.Lakin bunlardan bu yaklaşımı görmek aklımızla alay etmeye benzediğini hepimiz idrak etmekteyiz.Bu bağlamda devletimzin tavizkar olmadığını ABD'nin her türlü oyun ve psikolojik baskı uygulama cihedine giderek Afrin'e ve Mengüç'e girmemizi engelemeye çalışsa da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti haklı kararlığından vazgeçmeyerek kendi sınırını güvenliğini ve orada bulunan mazlumların haklarını gasbeden hainlerin kökünü kazıyacağını herkesin anlaması gerekliliğini vurgulamakta herhangi bir beis görmüyorum. Milletimizin ve ordumuzun asla ve kata yeis içerisinde olmadığını anlamamak aymazlıktır.