Değerli okurlarım, resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı KHK'nın 121.maddesinde belirtilen" Terör eylemlerini bastıran kişilerin cezai sorumluluğunun olmamasını" belirten ifade gerek siyasilerce,gerekse de sivil toplum örgütlerince alevlenen bir tartışma haline geldi.Bu madde ile alakalı hukukçular,siyasetçiler,iş dünyası olmak üzere her kesimden tepkilerin geldiğini gözlemliyoruz. Siyaset kanadından tek destek veren Devlet BAHÇELİ'nin savunması karşısında da hükümet sözcüleri bu kapsamın sadece "15 temmuz ve devamı niteliğindeki" ifadelerin yanlış yorumlandığını bu maddenin kimseyi kaygılandırmaması gerekliliğini savunarak sadece bu maddenin 15-16 Temmuz 2016 günlerini kapsadığını ne kadar ifade etseler dahi herkes kendisine göre dediğim dedik,çaldığım düdük misali gibi haklı olduklarını savunmaya dursunlar.

11. Cumhurbaşkanımız  Abdullah Gül'ün de sosyal medya üzerinden, sivillere dokunulmazlık veren KHK'ya itiraz etmesi akıllara durgunluk verdi. Gül açıklamasında : “15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm 696 sayılı KHK'nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir. İlerde hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum.” Kaygı duymasında sayın Cumhurbaşkanı bir nebzede olsa haklılığı kendince olabilir. Lakin konunun muhatabı olan yetkililerden gerekli bilgileri edindikten sonra düşüncelerini belirtseydi daha şık olurdu düşüncesindeyim. İnsanın ister istemez aklına bazı sorular geliyor. Yıllarca aynı parti çatısında birlikte hareket eden Gül'ün AKP'yi ve hükümeti eleştirici beyanların da muhalif partilerin haklılığını göstermek gibi bir duruma yol açmakta.Sayın Gül 2019 seçimlerinde tekrar adaylığımı düşünüyor düşüncesine yola açıcı yaklaşımlarını görüyoruz.Bu düşüncede olmasında herhangi bir beis yok zannediyorum.

TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), KHK'ya ilişkin yazılı açıklamalarında;

“Son KHK'nın konusu olan düzenlemeler, toplumun geniş kesimlerini ilgilendirmektedir. Yeni KHK'nın içeriğinde yer alan ucu açık düzenlemeler, hukuk devleti ilkelerine uygun olmayacak neticelere sebep olabilir.Zira başka niyetle kullanılmaya elverişli bu düzenlemeler toplumun huzurunu etkileyecek birçok sıkıntıya neden olabilir. Son KHK'nın amacının bu yönde olmadığı resmi yetkililerce de açıklanmıştır. Buna uygun olan gerekli düzeltmelerin yapılmasını temenni ediyoruz” denildi. Bu endişenin asıl feveranlığını yapan muhalif partilerdir. Bir anda Hükümet herkesin eline birer silah verdi de sokaklara saldı gibi halk üzerindeki yanlış algı yaratmaları gerek ülkenin iç dinamizmine,gerekse de dış siyasetimizdeki itibarımıza vurulan en büyük köstektir. Ülkemiz önemli bir süreçten geçmektedir. Birileri Fütursuzca söylemlerde bulunarak bu 121.Maddenin Türkiye'yi iç savaşa sürükleyeceğini zaten bazı STK'lar mazallah  oldum olalı hükümetin her aldığı kararına muhalifi gibi yaklaşımda bulundukları aşikardır. Entelektüel geçinen aydınlarımızın bu hükümet ile alıp veremedikleri nedir? Çıksın açık açık dile getirsinler.MHP'nin hükümete ülkenin bekası adına 15 Temmuz dan sonra vermiş olduğu desteği hazmedemeyen güruhlar maalesef  sağda solda MHP  barajın altında kalacak diyerek algı yaratmaya çalışmaktalar.MHP'nin üzerinden oy devşireceğini zannedenler gaflet içerisindeler.Nasıl ki,güneş balcıkla sıvanmıyorsa,MHP'nin milli realitesini de göz göre göre kendi komplo terörileriyle cürütmeye çalışmaları meczupluktur.Bu ülkenin asli sigortası olan MHP'nin hiçbir zaman baraj korkusu yoktur. Vatanın bölünmez bütünlüğü adına kim hizmet ederse,milli birliğimizi kim inşa ederse MHP her zaman onun yanındadır. Fetö örgütüne yağdanlık yapanların karşısında her zaman omurgalı duruşunu sergilemiştir. Bu KHK kararnameyle çıkarılan 121.Madde ile beyhude uğraşacaklarına Türkiye'de Şeker Fabrikaları KHK ile neden kapatılıyor.Nişasta bazlı şekerin önü mü açılıyor? Şeker üreticisinin hali ne olacak onlarla meşgul olsunlar. Ne yaptılar ki 9 günlük yılbaşı tatilini hakkettiler? Noel dedikleri  deli saçması gün için 400 bin çam nasıl katledildi.Onun derdiyle dertlensinler. 2018 de daha milli düşüncelerle meclise gelmeleri temennisiyle...