İster makamlı, ister makamsız
İster şanlı, ister şansız
İster yüksek, ister alçak mevkili
İster yiyici, ister rantçı
İster mavi yaka, ister beyaz yaka
İster kalemli, ister tabletli
İster karakterli, ister karaktersiz
İster kariyerli, ister kariyersiz
İster klavye delikanlısı, ister şehir magandası
İster işinde mektepli, ister alaylı
Kim olursan ol, önce insan ol!
İnsan olmak, şartlar ne olursa olsun günümüzde insan kalabilmek zor meziyettir. Herkese nasip olmaz.
Kalabalıkta alçak gönüllü görünüp, tenhada alçak olmamak gerekir.
İşine sahip çıkmak, işinin hakkını vermek için pratik zekâlı, çözüm odaklı olup insanlara göz hizasından değil, yürek hizasından bakmak gerekir.
İşini severek isteyerek yapmak, ekmek yediğin yere, şahsına sıfat kazandıran kurum, kuruluş, işletmelere ihanet etmemek, kişiler hakkında gıybet yapmamak gerekir.
Aslında açıkça ifade ettiğim gibi kişinin mesleği, tahsili, makamı, mevkisi, siyasi kimliği ne olursa olsun benim için önemli olan en başta insanlığı ardından bulunduğu yerin veya icra ettiği mesleğinin hakkını verip veremediğidir. İnsanlara gönülden dokunmak, dokunabilmek en büyük hünerdir.
Sorsan herkes “akşam yastığa başını koyduğunda huzurlu” olması gerektiğini gün boyu ifade etse de gerçekten dilden düşmeyen cümleleri uygulamada görmek maalesef kayan yıldız görmek gibidir.
Görüntüde Allah Allah uygulamada Yallah Yallah diyerek, kolay kandırılacak kişi olarak en başta kendini kandırma.!
Bizler en güzeli sözde değil, özde iyi olalım.
İnsanlara gönülden dokunmayı, dokunabilmeyi hüner sayalım.
İbadetimizi, yardımları, hayırları Allah için, iyilikleri sadece insanlık için yapalım. İyilik yaparken bu kimdir? Nedir? Diye hesapçı olmadan sadece menfaatsizce gönülden gönüle koşalım koşturalım.
Rabbim hepimizi kendi yolunda içinde Allah korkusu olan, helal süt içmişlerle karşılaştırsın. Nankörlerden, haddini bilmez seviyesizlerden hepimizi korusun.
Ne güzel demiş eskiler. “Eşeğin mertebesini yükseltirsen, hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendine..! "
Yerelden Ulusala