Öğrencilerin heyecanla beklediği bir hafta

Öğrencilerin heyecanla beklediği bir hafta

2017-2018 eğitim ve öğretim yılı yarıyıl tatili başlıyor. Ocak ayına girmemizle birlikte milyonlarca öğrencinin heyecanla beklediği bir haftaya girmiş bulunmaktayız.

Halk dilinde sömestr tatili olarak bilinen yarıyıl tatili 19 Ocak Cuma günü milyonlarca öğrenci okullarında karnelerini alarak başlayacak. Öğrencilerde ise karne hesaplamaları şimdiden başladı. Bu zamana kadar yaptıkları çalışmaların karşılığını alacakları günü sabırsızlıkla bekliyorlar.

Karnede zayıf demek “karardı benim dünyam” demek değil, yeni dönem daha programlı daha özverili çalışarak zayıfların düzelmesi gerektiğini görmek ve aile bireyleri olarak görebilmektir. Gerekirse zayıf olan derslerle ilgili olarak destek vermek, çocuğu yakından takip ederek daha fazla ilgilenmek demektir.

Karnesi zayıf olan öğrencide, iyi olan öğrencide bu tatili sonuna kadar hak ediyor. Tatili zindan edecek davranışlar sergilenmemesi konusunda yapılan uyarılar aileler tarafından dikkate alınmalıdır. Karnesi zayıf olan öğrenciyi cezalandırmak yerine ailelerinde kendilerine neden sorusunu sormaları gerekiyor. Karnelerdeki notlar sadece çocukların değil ilgi ve alaka noktasında velilerinde aldığı notlardır.

Okul toplantısına gitmeyen, öğretmenlerle görüşmeyen, çocuğun saat kaçta okula gidip geldiğini bilmeyen ilgisiz velilerin karne geldiğinde de ahkâm kesmeye hakkı olmadığı gibi ilgili velilerinde zayıf geldiğinde buna hakkı yoktur. Ceza vermekle, ödül vermekle başarılı olunmaz.

Genelde bilinçsizce söylenen adet haline gelen tehditler içinde “bu zayıflar düzelmezse seni mahvederim", "Senin yerinde ben olsam kimsenin yüzüne bakmam sürekli ders çalışırdım.", "Sen zaten tembelsin.”, “Bak gördün mü falancanın çocuğu takdir, teşekkür getirdi.”, ”Sen kafasızsın”, "Bu başarısızlık senin eserin”, “Senden bir. Ok olmaz” Gibi sözler çocukları olumsuz yönde etkileyeceği gibi ruh sağlığını ve geleceğini de tehdit ediyor. Bu şekilde tehditlerle, kıyaslamalarla yaklaşılan çocuklar ömür boyunca başarılı olamazlar. Korku olan yerde gerçek başarı asla sağlatılamaz.

Unutmayalım ki; ilgilenmek akşamdan akşama çocuğun başını okşamak, her dediğinin yapılması, her istediğinin alınması demek değil, manevi olarak çocuğun yanında olabilmek, olduğunuzu hissettirmektir.