Değerli okurlarım, bir hafta öncesinde İstanbul Kartal ilçemizde bir zabıta memurunu sivil giyimli bir şahıs yanına çağırarak önce sözlü bir şeyler söylediği akabinde ise sağlı sollu tokat attığını kamera görüntülerinin kamuoyuna ve sosyal medyaya yayılması üzerine bu tokat atan muktedirin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı olduğu ortaya çıktı. Bu menfur hareket tüm insanlığın midesini bulandırmıştır.Zira bu ceberrutca davranış bozukluğu gösteren kraldan çok kralcı edasıyla çolunun çocuğunun rızkı için zabıta memuru olarak görev yapan en alt kademedeki bir memuru sokak ortasında meslekdaşlarının gözü önünde,hiç kimseyi dahi gözü görmeyen zorba yetkili adeta kendisini kabadayı ve mafyavari tavırlarla bir memura saldırması akıllara durgunluk vermektedir. Bu Daire Başkanın geçmişi hakkında birkaç bilgilendirme yapmak istiyorum. Kendisi Hukuk fakültesi mezunu bir süre serbest Avukatlık yaptıktan sonra 1995 yılında Fatih Belediyesinde Belediye Başkan yardımcılığı görevine getiriliyor. Bir süre sonra 1999 seçimlerinde Fatih Belediye Başkanlığına aday oluyor.Bunun ardından tekrar Beşiktaş Belediye Başkan yardımcısı olarak memuriyete geri dönüyor.Fatih ve Beşiktaş Belediyelerinde görev yaptığı sürelerde madde bağımlılığı konusunda ve eğitim,kültür,spor ve yerel yönetimler alanında yurt içi ve yurt dışında birçok araştırma, seminer ve projelere imza atan ayrıca İstanbul Güreş İhtisas ve birçok sivil toplum kuruluşlarında yönetici ve kurul üyeliği yapan milli güreşci olarak onlarca defa Türkiye'yi temsil eden 2004-2011 tarihleri arasında İstanbul Darülaceze Müdürlüğü de yapan böyle donanımlı olan bu şahsiyet  Daire Başkanı Tayfun KARALİ 'i neden raydan çıktı. Şimdi aklımıza ister istemez farklı sual geliyor. Teknolojinin had safhada olduğu günümüzde Zabıtasını sırf emniyet şeridini ihlal ettin gibi basit suçlamayla kameraların gözü önünde fütursuzca tokatlayan bu adam bu gücü kimden ve kimlerden alıyor. Öfke kontrolünü kontrol edemeyen bu yönetici bunca senedir hep üst düzey yerlerde bulunmuş. Emrinde yüzlerce çalışan ve sorumlu olduğu yerde çalışanlarından kim bilir kaçını darp etmiş bilenimiz var mı? Yok tabi,en son zabıta memuru önünde hazır olda bekleyerek dayak yemesi vakası böyle zalim yöneticilerin halen içimizde var olduğunu bir kez daha göstermektedir. Bu hareketi cahil biri yapsa hiç kimse yadırgamaz.Zira İstanbul gibi metropol bir kentin Zabıta Daire Başkanı hem de hukukçu bu şahsiyet Anayasayı,Kanunları,Yasaları gayet iyi bildiği halde nasıl bir basiretsilik içerisine düşerek ferasetini kaybederek alenen nasıl çiğneyebilir.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda memuru amiri dövebilir,hırpalayabilir,ana avrat zingafta bulunabilir diye bir madde var mı? Asla ve kata olamaz bu Anayasal bir suçtur. Memurların yaptıkları olumsuz hareketlerinin karşısında disiplin cezaları uygulanır. Bu kriterler yasalar ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir.Bunun dışında Devletin başındaki en yetkili kişi dahi bu davranışı yapamaz.Yaparsa suç işlemiş olur. Bu hukukçu olan şahsiyetin bunları bilmemesi imkansız. Acaba özel sorunlarımı vardı. Yoksa bir gafletemi denk geldi. Devlet meuruna yönelik yapılan davranış bir kez daha kamuoyunun gözünde aykırı davranış sergileyen şahıs bulunduğu makamı müptezel duruma getirmiştir. İstanbul Büyük Şehir Başkanı Mevlüt UYSAL 'ın olayın akabinde yaptığı açıklamada: Zabıta Memuruna kötü muamelede bulunan Daire Başkanını görevden uzaklaştırıldığını ve olaydan üzüntü duyduğunu bildirmesi bir nebze yüreklere su serpmiş lakin bu şahsın tekrar farklı birimlerin başına getirilmemesi gerekliliğine inanıyorum. Bu tip kişiler hiçbir makam ve mevkiyi hakketmiyorlar. Bunlara gereken cezanın verilmesi bundan sonra da hiçbir makam ve mevkinin verilmemesi gerekir. Şayet bu zihniyette kraldan çok kralcılar söz konusu ise yetkililerin bir an önce bunların üzerlerine ciddi bir yaptırım yaparak gitmesi gerekir.Olaylar karşısında sırf benim partimdendir diyerek kayırmaya çalışılırsa insan haklarını ihlal eden böyle ceberrutların sayılar gitgide çoğalır. Bu tiplemelere asla fırsat verilmemeli,daha insancıl ve memur psikolojisini anlayabilecek babacan liyakatlı kanun ve yasalar doğrultusunda eğitimli, etik kuralara uyan yöneticilerin hak edecekleri makamlara gelmesi temennisiyle..