KADINA UZANAN ELLERİ KIRMALIYIZ



Bu hadiselerden 52 yıl sonra Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında 8 Mart 1857 tarihi kadın haklarının kazanılması ve kadınlar birliğini mücadelesi adına her yıl Kadın Günü olarak kutlanılması kararlaştırılmıştır.

Bunun ardından 1975 yılında Uluslararası Kadınlar Yılı olarak kutlanıldı.Birleşmiş Milletlerce de 8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanma kararı almış olup,

Bu kutlamanın temel hedefi Dünya barışının korunması,temel insan haklarını kullanılması ve kadınların eşitlik ilkesi çerçevesinde hayatlarını idame ettirmeleridir.Bu bağlamda Kadına verilen her müspet hakkın,Dünya barışına bir nebze de olsa gücüne güç katacağını unutmamak gerekir.

İslamiyetten önce cahiliye döneminde kız çocuklarının utanç kaynağı olduğunu gören inançsız zihniyetler diri diri çocuklarını gömdükleri rivayet edilmekte.Bu kadar caniliğin önüne İslam dini geçmiştir.Kadına en büyük değeri veren İslam dinidir.Maalesef bu düşünceyi savsaklama boyutuna getirenler halen toplumuzda bulunsa da gerçek manada önemini kaybetmiştir.Zaten bu söz hernşeyi anlatmaktadır."Cennet anaların ayağının altındadır." diyen peygamberimiz kadınları ne kadar önemsendiğini ifade etmektedir.
Bu düşünceyle ülkemizde kadınlarımız hakketiği yerde mi?
Yine tarihin hafif kenarından geçersek 1926 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınların toplumda eşit haklara sahip olması konusunda medeni hukukla kadının önemini ortaya koymuştur.Bu hakla artık kadın erkeğin kölesi olmadığı resmi nikah olarak tek eşliliğin hakim olduğu daha öncesinde erkek gözü tutuğu kadına imam nikahı yaptırarak zevcesi yapıyordu.Lakin kadın erkeğin yanında ikinci sınıf vatandaş işi çocuk doğurmak,köyde ise malum tarla,tapan çalışmaktan canları çıkardı.
Erkek üzerinde hiçbir yaptırımı olmayan erkek kadını istediği şekilde hiçbir hak ve hukukunu gözetmeden babasının evine kovabilirdi.Hiçbir sosyo ekonomik şartlara sahip olmayan bu eşitsizliğin önüne Medeni Kanun ile geçilmiştir.Bunun ardından 1930 yılında yerel seçimlerde kadının yeralmasını ve 1934 yılında da genel seçimlerde katılmasıyla yeni reforumların getirilmesi dünya milletlerine örnek olmuştur.Lakin kadınlarımız çok farklı kulvarlarda faaliyetler göstermekteler.İş kadınlığından tutunda her platformda kadınlarımızı görebiliyoruz.Bazı sığ toplumlarda kadınlar dışlanmaya veye ikinci plana atılmak istense de kadınlarımız, bugün ülkemizin gelişimini baz alırsak çok başarılı çalışma yaşantılarının olduklarını gözlemlemekteyiz.Sizlere bir tek örnek vermek istiyorum.Benim anlatacağım bayan Kocaeli Gebze ilçesinde eşi ile birlikte Gayrimenkul Danışmanlığı yapan Gülümser Akkoyunlu isimli bir hanımefendi  kendileri ile tanışmam bir arkadaşımın vesilesiyle oldu.Kendilerini ilk ziyaret ettiğimde samimi ikrarda bulunmak istiyorum.Gebze gibi kozmopolit bir yerde bir bayanın emlak işini yapmasının biraz zor olabileceği düşüncesi bende hasıl oldu.Bu bayan ile kısa zamanda dost olduk.Eşi Aydın bey de gayet beyefendi bir kişiliğe sahip zamanla arsa ,tarla işi derken biz abi kardeş ilişkisi içerisinde dostluğumuz halen devam etmekte olup, Gülümser hanımın gayet açık sözlü kendine olan özgüveni had safhada görünüm olarak İstanbul'un en kalifye semtindeki bakımlı bayan görüntüsü,ticari zekası ve duruşu adeta benim diyen onlarca erkeği tabiri caizse amiyane olacak cepinden çıkaran dominant bir kardeşimiz,emin olun ki, bu bayanın 17 yıldır Gebze yani küçük Türkiye diyebileceğiniz ortamda dürüstlüğü ve hanımlığı ile çoluna,çocuğuna eşiyle birlikte ekmek parası kazanarak evine götürmesini ve halen başarılı bir şekilde ticaret yapması ellerimiz patlarcasına alkışlamak ve tebrik etmek istiyorum.Bazı yobaz zihniyetler kahvehane köşelerinde beyhude işler ile zaman geçirirken bu kardeşimiz rutin bir şekilde disiplinli bir şekilde işletmesinin başında faaliyet göstermekte.Ülke ekonomisine katkı sağlayan nice iş kadınlarımızı görmekteyiz.Günbe gün bu teşebbüs ruhlu kadınlarımızın sayısının artmasını temenni etmeliyiz.

Bunun yanında Türk siyasetine damgasını vuran eski Başbakanlarımızdan Sayın Tansu Çiller hanımefendinin hamasetli duruşunu hafızanızı yoklarsanızsa hatırlayacaksınız.Gerek terör konusundaki duruşu veya diğer olumsuzluklara karşı "Ya bitecek ya bitecek." söylemleriyle kendisinden ne kadar emin olan duruşuyla gönlümüzde  taht kurmuşlar. Bu ve buna benzer nice siyasilerimiz,ilim,bilim kadınlarımız,gazetecilerimiz,yazarlarımız,doktorlarımız olduğunu saymaya kalkarsak sayifeler yetmez bu bağlamda benim de erkek olarak kendimden de nefret ettiğim günümüzdeki önem arz eden bir konuya değinmek istiyorum.Kadınlara karşı şiddet ve erkek hegemonyasının halen devam ettiği 21.yüzyılda halen kadınlarımız vahşice öldürülmektedir.Bu nasıl dünya,bu nasıl kadın ve kadın haklarına verilen önem.80 yıl önce kadına değer verilen ülkemizde maalesef bugün git gide kadın düşmanlarının çoğaldığını görüyoruz.Bu konuda devletimiz bir takım önlemler alsada bunlar bir yerde yetersiz kalıyor.Şiddet içeren erkeği evden uzaklaştırmak ile bu işin önüne geçilmez.Kanunlarımızın sert uygulamaları olmalıdır.Kim olursa olsun kadına şiddet ve işkence yapanların cezaları ağır olmalıdır.Bu yıl 40 civarında kadınımız öldülmüştür.Bu demektir ki, kadınlarımız fazlasıyla korunmuyor.Bu konularda daha da hassasiyet gösterilmesi,gerekir.Kadınlarımızı,uyuşturucu bataklığına ve fuhuşa sürüklemek isteyen müptezellere yönelik ağırlaştırıcı cezaların getirilmesi,elzemdir.Huzurlu toplum ve geleceğinden emin olan bir ülke olmak için kadınlarımıza gereken önemi vermeliyiz.Onlar Allah'ın bizlere bir emaneti olduğunu unutmamak gerekir.Bir kere kadına kalkan ellerin sanki ananıza,bacınıza kalkan bir el ve şiddet olduğunun empatisini yaparak davranış sergilersenizse işte o zaman kadınlarımız hakkettikleri yerlerde olurlar.Bunun yanında Türkiye siyasetine baktığımızda bazı çifte standartların olduğu gözlemlenmekte, meclise baktığınızda da 550 milletvekilinin çoğunluğunun erkeklerden oluştuğunu görmekteyiz.Gönül ister ki,en az dörte ikisi kadınlardan oluşsun.İnanıyoruz ki, gelişmekte olan muasır medeniyetler zirvesine yönelen Türkiye'de ileriki zamanlarda bu kadın erkek eşitsizliğinin tamamen ortadan kalkacağını ümit ederek Emekçi kadınlarımızın şiddete ve sömürüye maruz kalmadan daha müreffeh yaşamaları adına Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum."Sizlere yoksanız,bizler de yokuz."