HADİ KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM

Değerli okurlarım, yaşı 50 veya üzeri olanlar sosyal bilgiler dersinde hepimizin hatırlayacağı ve kulağımıza hoş gelen bir konu vardı.Türkiye kendi kendini besleyen dünyada 7 ülkeden biridir bilgisi günümüzde esrarını kaybetmiş durumda.Ülkemizde tarım ve hayvancılık bir zamanlarda revaçta olmasına rağmen 1990 yıllardan itibaren göç dalgalanmaları başlamış.Özellikle kırsal alanlardan ve Doğu ve Güneydoğu anadolu illerimizde PKK terör örgütününde bölge halkına yönelik yapmış oldukları baskı ve zulümlerinde köylerden büyük metropol kentlere göç vermeye başlamış.Bu göçün birçoğu da özentiden de meydana gelmiştir. Büyük şehirlerde fabrika ve işyerlerinin işçi'ye ihtiyaç duyması ile hızlı ve çarpık kentleşme gitgide meydana gelmiş.Şehirlere tarlasın,bağını,bahçesini bırakıp gelenler,belirli bir zamandan sonra tekrar memleketlerine gitmeyi hayal etseler dahi çola çocuğa karışmışlar eşleri şehirin rahatlığına git gide alışmış.Hemşerilerinin bulundukları muhitlerde gece kondularda bir müddet hayatlarını idame ettirmişler.İşini gücünü sağlama alan fabrikalarda kadrolu çalışanlar zamanla başlarını sokacak evler yaparak bir nebze de olsa rahata ermişler.Çocukları şehir ortamına iyice alışmışlar.Köyüne tekrar dönmeleri hayali sükuta uğramış.Bunun yanında bir kat yatak ve yorganını alıp.anadoludan büyük kentlere gelenlerin bir çoğu ortam bulamadıklarından ya suç örgütlerinin kuçağına düşmüşler veya şark gururu yaparak köylerine tekrar geri dönmemek için her türlü gayri meşru yollara sürüklenerek aile düzenlerini alt üst ederek.Hayatı kendilerine zehir edenlerin sayılarını saymak çok zor.Yurdunu yuvasını bırakarak gelenler her ne kadar nedametlik duysalarda evdeki hesap çarşıya uymadığı aşikar.Zira insanoğlunun kendine göre bir yaşam tarzını elde etmek için mücadele etmek gibi gayret ve çabası muhakkak vardır.Ne yazık ki,kimisine göre bu şans bazen yaver gitmeye bilir.Bu bağlamda çarpık kentleşme ve üretmeyen daima tüketen toplum olarak son zamanlarda git gide üretmeyen herşeyi neredeyse ithal eder duruma geldik.Bizim anadolunu amiyane bir sözünü burada ifade etmek isterim" sen ağa, ben ağa, bizim inekleri kim sağa" yani hepimiz hazıra alıştık.Bir zamanları ortadoğuya et,meyve ,sebze,hububat ihraç eden ülkemiz maalesef şuanda et,hububat ve tarım ürünleri ithal etmekte.Tarlada,bağda,bahçede çalışan yok.Herkes tuturmuş bir İstanbul sevdası veya metropol kent sevdası her şey güzelde hayvan üreten yok.Olsada yeterli değil.Emeğinin karşılığını isteselerde tam anlamıyla alamıyor.Zira komisyoncular üreticinin emeğini ucuz paralarla çalmaktadır.Bazılarımız sanki,her şeyin müsebbibi bu hükümetmiş gibi habire eleştiri oklarını saplamaktalar.Biraz işin ciddiyetine eğilmek ve hakkaniyet ile yaklaşmak erdemliliğini göstermek gerekir. Türkiye 1990 dan sonra üretimde her yıl sekte vermeye devam etmiştir. Zaten çoğalan nüfusuda baz aldığımızda hatanın hepimizde olduğunu kabul edersek işte o zaman doğruyu bularak çözüm yoluna gidebiliriz. Devletimizin çözüm odaklı olacağına inandığım bir politikası olan Köyden kente göçü önleme adına hazırlanan proje ile çiftçi ailelerine 300 adet koyun verilmesi düşüncesi olumlu bir adım olarak görüyorum.Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Eşref Fakıbaba" Köyden şehire gitme.Hem maaşını al hem kendi işinin patronu ol" projesini açıklaması metropol şehirlerde geçinemeyen sıkıntı yaşayan vatandaşlarımızın tekrar köylerine geri dönüşlerine de zemin hazırlamakta.

Fevkalede bir sosyal ve sürü artırma projesini hayata geçirme projesinin her bir aileye 300 tane damızlık koyun verilmesi ile 300 damızlık koyun alana ayrıca asgari ücretten maaş verileceğini.Sigortasınında yapılacağı,yem,ilaç,veteriner gibi ihtiyaçlarında karşılanacağı,bu imkanlara hak sahibi olabilmek için çiftçinin köydeki arazi tapusu devletçe ipotek edilmesi cihedine gidilecek.Kaba taslak 300 koyun 300 yavru verecek ve bu yavruların tamamıda işletmeyi yapan çiftçiye ait olacak. Geri ödemenin ise 300 yavru alındıktan sonra başlanacağı bunun yanında birkaç ay sonra bu yavruların ortalama fiyatlarının 700-800 bin civarında fiyatlarla satılabilek bunu yıl bazına vurduğunuzda total olarak 210 bin lira gibi bir gelir elde edilebileceği böylelikle hem ülkenin ekonomisine katkı sağlanacağı hem de vatandaşlarımızın sosyo ekonomik şartlarını daha düzenli hale getirilmesi açısından önemli Türkiye 1990'lı yıllardaki gibi artık ithal et veya tarım ürünleri almayacak bilakis,ihraçatını artıracak bunun yanında bugün ülkemizde  et alım gücü kısıtlı olan emekli ve alt düzey gelir sahibi olan halkımızın ağız tadıyla evlerinde et kaynayacak bugün ithal eti bile rahatça alıp,sofrasına koyamayan halkımızın ve gelecek nesillerimizin daha sağlıklı bir besin tüketmeleri için devletimizce hayata geçirilmesi elzem olan bu projenin bir an önce hayatımıza girmesi  sabırsızlıkla bekliyoruz.Bu bağlamda şimdiden vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.