20 Ekim Dünya Osteoporoz günü nedeniyle Kocaeli Şehir Hastanesinde görev yapan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hekimi Uzm. Dr. Esin Heval Şirintaş konuya ilişkin önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Dr. Şirintaş, “Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporoz, ilerleyen yaşla beraber sıklıkla karşılaşılan metabolik bir kemik hastalığıdır. Yaşamımız boyunca kemik yapımı ve yıkımı bir denge halinde devam eder. Bu yapım ve yıkım arasındaki dengenin çeşitli nedenlerle yıkım lehine bozulması kemik kaybına neden olabilir. Aslında kemik dokusu kaybı yaşlanma sürecinin doğal bir sonucudur. Ancak bu durumun erken ortaya çıkması ve kırıklara neden olacak derecede fazla olması osteoporoz (kemik erimesi) olarak tanımlanır’’ ifadelerini kullandı.
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) NASIL OLUŞIR VE KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Kemik erimesinin özellikle 65 yaş üzerindeki kadınlarda ve erkeklerde meydana geldiğini dile getiren Dr. Şirintaş, “Kadınlarda özellikle menopozdan sonra bu kayıp artar, 65 yaş üzerindeki kişilerde ise hem kadınlarda hem erkeklerde aynı hızda kayıp olur. Kemikteki bu kütle azalması, kemiğin mekanik gücünü zayıflatır ve çoğu zaman hafif bir darbeyle ya da hiç darbe olmaksızın kırılma olasılığını artırır.” dedi.
Kemik erimesinin sıklığının yaş ilerledikçe arttığına vurgu yapan Dr. Şirintaş, “Başlangıçta, kırık olmadığı sürece, hiçbir ağrı ya da başka bir yakınma yapmadığından sinsice ilerleme durumu söz konusudur. Osteoporoz ağrılı bir hastalık olmadığından sadece kırık oluştuğu zaman ağrı yaşanır. Bu nedenli düzenli kontrollerin yapılması önemlidir.” İfadelerine yer verdi.
KEMİK ERİMESİ ÖNLENEBİLİR Mİ?
Kemik erimesini ve neden olabileceği olumsuzlukların önüne geçilip geçilemeyeceği noktasında da önemli bilgiler aktaran Dr. Şirintaş, “Alınabilecek küçük önlemler ile bu riskin önüne geçilebilir. Çocukluktan itibaren kalsiyumdan zengin beslenme, protein tüketimi, güneşlenmek ve spor yapmak önerilmektedir.” şeklinde hatırlatmalarda bulundu.
RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Kemik erimesine yakalanma anlamında en önemli risk faktörleri konusunda da detaylı bilgiler vermeyi ihmal etmeyen Dr. Şirintaş, “Kadın olmak, ailede kemik erimesi bulunan bireyin olması, kısa boylu ve ince yapılı olmak, beyaz tenli ve açık gözlü olmak, elli yaş üzeri olmak, doğal ya da ameliyat yöntemi ile yapay menopoza girmek, kadınlarda östrojen – erkeklerde testosteron adı verilen cinsiyet hormonlarının azlığı, kalsiyum ve D vitaminin düşük düzeyde alınması, fiziksel aktivite ve hareketsiz kalınması, bazı ilaçların kullanımı (kortizon, lityum, epilepsi, tiroid ve kanser), sigara – alkol ve kafeinin fazla tüketilmesi ve bazı hastalıklar (şeker hastalığı, tiroid ve paratiroid bezinin fazla çalışması, felç, bazı romatizmal ve hormonal rahatsızlıklar) kemik erimesine neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Dr. Şirintaş, tüm bu risk faktörlerinin dışında denge bozuklukları, görme sorunları, nörolojik hastalıklar, sakinleştiriciler düşmeye eğilimi artırarak kırıkların gelişimini kolaylaştırabileceği konusunda da uyarılarda bulundu.
KEMİK ERİMESİ TANISI NASIL KONUR?
Kemik erimesi tanısının belirtileri noktasında da bilgiler veren Dr. Şirintaş, belirtilerin erken evrede herhangi bir semptom göstermediğine dikkat çekerek “Genellikle ağrıların oluşması, kamburlaşma, çarpık duruş, basit hareketler sonucu ortaya çıkan kırılma ve çatlamalar kemik erimesi tanısının konulmasına yardımcı olan belirtilerdir’’ bilgilendirmesinde bulundu.
KEMİK ERİMESİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Hastalığın tedavi yöntemlerine de değinen Dr. Şirintaş, “Egzersizleri düzenli yapmak, beslenmeyi düzenlemek, yaşanılan ortamda değişiklikler yaparak düşmeleri engellemek, düzenli kontrollerle verilen tedaviye tam uyum sağlamak gerekir.” diyerek devam etti.
DR. ŞİRİNTAŞ “TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLAR DOKTOR GÖZETİMİNDE ALINMALI’’
Açıklamalarının son bölümünde hastalığın tedavisi noktasında kullanılan ilaçların kişilerin kendi inisiyatifleri ile değil doktor gözetiminde kullanılmasını öneren Dr. Şirintaş, “Bu ilaçlar başka hastalıkların tedavisinde de kullanıldığından mutlaka doktor kontrolünde alınmalıdır” şeklinde uyarıda bulunarak sözlerini tamamladı.