DERVİŞ KAŞIKLARI

       

         Asli yörüngesinden her geçen gün biraz daha uzaklaşan dünyada mutsuz ,egoist, çıkarcı ve manadan çok maddiyatı öne çıkaran bir insan modeli öne çıkmıştır. Buna bağlı  olarak da yeryüzünde sorun potansiyeli yüksek ilişkiler biçimlenmeye başlamıştır. Doyumsuzluk, ihtiras belirleyici bir öğe halini almıştır. Ahlak yerini kaypaklığa bırakmış yeni dünya arayışları içerisinde   hep bir kısır döngüde patinaj yapılmıştır. İnsanın insanı ihya etmesi yerine bir terminatör gibi yok etmesi planlanmıştır. Sevgi aşk iyilik vb hümanist söylemler özde değil sözde bırakılmıştır. Sevginin sadece edebiyatı yapılmış oysa nefret kendine büyük bir alan hakimiyeti sağlamıştır.

Bir gün ermişlerden birine sormuşlar.

       -Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?

         Bakın göstereyim demiş ermiş.  Önce sevgiyi içselleştire-memiş  olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.

Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da "derviş kaşıkları" denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş :

-"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diyerek bir de şart koymuş.

-" Peki demişler" ve çorbaları içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan kaşıkları götüremiyorlar ağız-larına.

En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmış lar sofradan.

Bunun üzerine :

-"Şimdi" demiş ermiş, "sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe".

Yüzleri aydınlık ,gözleri sevgi ile gülümseyen nur yüzlü insanla oturmuş bu defa sofraya.

-"Buyrun" deyince,her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

“İşte” demiş ermiş,

-"Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır

ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz …

         Unutmayın,

Gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima."

Dünyadaki savaşlara ve topluluklar arası mücadelelerin temel esprisine baktığımızda kaşıkları kendi ağızlarına götürme sevdası ve kararlılığında olan insanların çabaları görülmektedir. Barışın ve kardeşliğin artması  yaşanabilir bir dünyanın temel iksiri çorba kaşığını karşısındakinin ağzına uzatan-ların sayısını çoğaltmaktır. Bu gün bu soylu eyleme o kadar çok ihtiyacımız var ki….