CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUBUMDUR…

Yirmi yıldan beri iktidarda olan Erdoğan, Anayasa Mahkemesini FETÖ’nün güdümünden kurtaramadı. 
Ne bekledin kardeşim? 
İyileşir adam olur, FETÖ’den vaz geçeceklerini mi düşündün? 
En yakınında bulunan alçaklardan da mı hiç ders çıkaramadın? 
Bu kadar iyi niyetli olamaz bizim liderimiz. 
Davutoğlu denen ne olduğu bilinmeyen bir adamı Başbakan yaptın. 
Babacan denen disosiyatif’i bakan yaptın. 
Ertuğrul Günay denen silik, bitmiş birini milletvekili yaptın , bakan yaptın. 
Bunlara benzer daha bir sürü mahlukları adam diye mevki ve makam sahibi ettin. 
Onlar ne yaptı? 
Hepsi sana düşman. 
Hepsi senin yok olman için ellerinden gelen her türlü namussuzlukları yapmaya çalıştılar.
    Bu kadar BULUNMAZI bulup bir araya getirmek büyük bir başarı.
Seni arkadan hançerleyen bu iki yüzlülerden dolayı bir güne bir gün çıkıpta seni baş tacı yapan, sana güvenen, sana inanan insanlardan bir özür bile dilemedin. 
Şahsen ben senden bu yanlış adamları tercih ettiğin için özür bekliyordum. 
Ne yapalım? 
Canın sağ olsun… 
Sen her zaman baş tacımızsın. 
Çünkü ülkemiz için o kadar çok büyük, çok doğru şeyler yaptın ki, bu kusurların çok küçük kalmaktadır. 
Her şeye rağmen ince eliyip sık dokumalısın. 
Siyaset yanlışı kaldırmaz.
***
    Gelelim esas meseleye; arkadaş, 25 yılda memurlar emekli olmaktadırlar. 
Sen 20 yıldır iktidardasın. 
Başta Anayasa mahkemesi olmak üzere diğer benzeri kurumlarla ilgili ne gibi bir temizlik harekatı başlattın? Ben hiç şahit olmadım. Halen bu kurumlar FETÖ’nün güdümünde varlıklarını korumaktadırlar. Bu ihmalinden dolayı özür dilemelisin ve özeleştiri yapmalısın. 
Bu çok önemli bir kusurdur. 
Bu kusurun senin iyi niyetinden kaynaklanmış olduğuna inanıyorum. 
Halen FETÖ’cü olan bir çok  eski arkadaşların var. 
Onlar, doğru yolu bulur diye bir beklenti içindesin. 
Ne onlarla ne de onlarsız oluyorsun. 
Bunlardan sana bir hayır gelmez. 
Onlardan uzak ol. 
Allahına daha yakın olursun. 
Kim bunlar derseniz, Başta kardeşim dediği Abdullah Gül, Hüseyin Çelik, Bülent Arınç ve daha bir çok benzerleri, derim…Bunlardan hesap sormadın. Hüseyin Çelik yoksul bir ailenin ferdiydi. Akpari sayesinde KARUN oldu. Senin imkanların bunlarda olsaydı Vallahi senin soyunu kuruturlardı. Sen halen onlara iyi niyetinle bakıyorsun.
***
    Sevgili başkanım, ülkemiz için bize yüce Allah’ın bir lütfusun…
 Hem ülkemiz, hem de dünyamızın, seninle; adil, paylaşımcı, merhametli ve insani değerlerin en üst noktaya taşınacağı inancındayım. 
Bu bağlamda; dünyamız ve ülkemiz için plan ve projelerini tüm dünya liderleri biliyor ve ona göre tedbirlerini alarak ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar… 
Avrupa birliğine üye olmak için namus anlayışımızı değiştirdik. 
Avrupanın tüm ahlaksızlıklarını aldık. 
Avrupa hayranı bir nesil yetiştirdik.
 Vatan neymiş? her yer bize vatan anlayışı içine girdik. 
Çok büyük ölçüde vatan haini ürettik. 
Aile düzenimizi kökten yıkmayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nin sizin iradeli duruşunuzla iptal edilmesi kendimize gelmenin bir başlangıcı oldu. 
Bizim hiç kimsenin yaşam biçimine, gelenek göreneklerine, kısacası kültürlerine ihtiyacımız yok... 
Bizim kültürümüz dünya ölçeğinde bir kültürdür. 
Kendi kültürümüze sahiplenmemiz bizi her anlamda zafere ulaştırır.
    Dünyanın hiç bir ülkesinde, devlete düşman olanlara taviz verilmez ve gereği yapılır. 
Bizim ülkemiz hariç… 
İstanbul Sözleşmesi benzeri bir demokrasi anlayışı ile bizi dar bir çember içine almışlar. 
"Ben bu devletin düşmanıyım. Bu benim meşru hakkımdır" diyen ve milletvekili maaşı alan, milletvekilliği dokunulmazlık zırhı ile korunanlar, Türkiye’den başka hiç bir ülkede yoktur. 
İfade özgürlüğü adı altında ülkemize düşmanlık eden yabancı TV kanalları her tülü yalan ve iftiralarla devleti yönetenleri karalamaya çlışıyorlar, ancak devlet bunlara hiç bir şey yapamıyor. 
Kırmızı listede yer alan terörist kadını etkisiz hale getirebiliyoruz, ancak o teröristten daha tehlikeli olan HDP nin eş başkanı kadına dokunamıyoruz. 
Kara yılanları, sarı çiyanları sayın diye Türkiye’ye davet ediyor, ülkenin bölünmesine hizmet eden bu teröriste demokrasi engeli nedeniyle hiçbir şey yapamıyoruz…
***
    Sevgili başkanım, seçimi kazanacağımızdan eminim.
Allahın izniyle yeni bir dönem başlayacak. 
Sizden ricamız, vatan haini üreten bu demokrasi anlayışı ile ifade özgürlüğü anlayışını yeniden gözden geçirerek yapılandırmalısınız.
Bu yapılmadığı taktirde hain üretimine engel olamayız. 
Vatana ihanet yasası çıkarılmalı. 
İhanetçilerin mal varlıklarına el konularak vatandaşlıktan atılmaları sağlanmalı. 
Kültürümüze uygun yeni bir Anayasa’ya acilen ihtiyaç duymaktayız. 
Anayasa mahkemesi ve diğer yasalarımız yeniden yapılandırılmalı...
    Deprem enkazı altında kalmamak için yatay mimari tercihiniz mükemmeldir. 
Dört katlı yapılarla çok önemli bir tedbir almış oluruz. 
Çok katlı olan demokrasi anlayışımızı da dört katlı yapmak mecburiyetindeyiz. 
Demokrasi anlayışının enkazı altında kalmamamız için Ana yasamızı da dört katlı yapalım… 
Birinci katına vatan sevgisi ve kutsallığını yerleştirelim. 
İkinci katına adaleti yerleştirelim. 
Üçüncü katına sosyal devlet anlayışını ve dördüncü katına da insan hakları anlayışını yerleştirelim.
    Bizim olan her şeyi yaşam biçimimizle bütünleştirerek yerli ve milli olalım…
Kopyala yapıştır anlayışından vaz geçelim.,, 
Yeni dönemin birinci maddesi; demokrasi, ifade özgürlüğü ve Anayasa anlayışının milli bir ruha kavuşturulması olmalıdır. 
Saygılarımla…

İDRİS ORTAKAYA