Uz. Dr. Aydan Köken Avşar, "Dünya Artrit Günü, 1996’dan itibaren tüm dünyada romatizma ve kas-iskelet sistemi hastalıkları hakkındaki farkındalığı artırmak amacıyla kutlanmaktadır. Artrit; eklemde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışı, kızarıklık ve eklem hareketlerinde kısıtlılıkla kendini gösteren bir hastalıktır. Artritli hastaların önemli bir kısmı, özellikle iltihaplı olanlar, sanılanın aksine 50 yaşın altında başlamaktadır. Günümüzde birçok romatizmal hastalık çeşidi bulunmaktadır. Romatizmal hastalıkların nedenleri çok iyi bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerin de etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Romatizmal hastalıklar, çocukluk çağından ileri yaşa kadar her yaş grubunu etkileyebilir. Sadece eklemleri değil; akciğer, beyin, kalp, böbrekler, deri ve gözleri de etkileyebilir. Hatta bazen eklemlerden önce bu hayati organları tutarak yaşamı tehdit edebilirler. Romatizmal hastalıkların tanısı ne kadar erken konulursa ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı o kadar iyi olur. Vaktinde ve doğru tedavi edilmeyen iltihaplı romatizmal hastalıklar, eklemlerde kalıcı hasara yol açarak hareket kısıtlılığı, sakatlık ve iş göremezliğe sebep olmaktadır." açıklamasında bulundu.
Uz. Dr. Aydan Köken Avşar, "Romatoid artrit ve Ankilozan Spondilit, halk arasında en çok bilinen ve diğer romatizmal hastalıklara göre toplumda daha sık görülen iki önemli hastalıktır. Romatoid artrit, daha çok el ve ayak gibi küçük eklemleri simetrik olarak etkileyerek, doğru tedavi edilmediğinde kalıcı şekil bozukluğu ve hasara yol açan bir hastalıktır. Günümüzde Romatoid artrit tedavisindeki hedef, hastaları mümkün olan en erken aşamada yakalayarak tedaviye başlamaktır. Bu açıdan, 6 haftayı geçen süredir küçük eklemlerde ağrıların olması, yakınmaların istirahatle artması ya da sabahları yarım saati geçen bir tutukluk yaşanması, beraberinde cilt bulguları, ağız kuruluğu, göz kuruluğu gibi başka organlarla ilgili bulguların da eşlik etmesi, romatizmal bir hastalık olabileceğinin işareti olup bu tip hastaların romatolojiye yönlendirilmesi gerekmektedir. Ankilozan Spondilit ise omurgayı etkileyen, bel ve sırt ağrısı ile kendini gösteren, genetik yatkınlığın önemli olduğu ve daha çok erkeklerde görülen bir romatizmal hastalıktır. Ankilozan Spondilitin erken tanısı için; özellikle 40 yaşın altında başlayan, 3 aydan fazla süredir var olan, egzersiz ve hareketle rahatlayan, istirahatle artan bel ağrısı olan hastaların romatolojiye yönlendirilmesi önem arz etmektedir." dedi.
Romatizmal hastalıkların kronik hastalıklar olarak bilindiğini, ancak son zamanlardaki güncel tedaviler ile birçok hastanın normal yaşamını sürdürebildiğini ve kalıcı eklem hasarı olmadan ağrısız bir yaşam sürebildiğini belirten Uz. Dr. Aydan Köken Avşar, "Erken tanı ve tedavi ile bu oranlar çok daha yüksektir, bu nedenle doğru hastaların vakit kaybı olmadan romatolojiye yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." diyerek sözlerini sonlandırdı.